Akademisyen Ceren Damar’ı öldüren sanığın avukatının yargılanmasına devam edildi

Akademisyen Ceren Damar Şenel cinayeti davasında, maktule ve ailesine karşı sarf ettiği sözler nedeniyle hakkında “hakaret” kabahatinden dava açılan sanık avukatı Vahit Bıçak’ın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın birinci iki duruşmasına mazeret bildirerek katılmayan ve hakkında zorla getirilme kararı verilen Bıçak, bugünkü duruşmada avukatıyla hazır bulundu. Duruşmaya, Şenel’in babası Mustafa, annesi Feyzan Damar ile eşi Levent Şenel’in yanı sıra çok sayıda avukat ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katıldı.

Kimlik tespiti sırasında avukat cübbesiyle sanık avukatlarına ayrılan kısımda oturan Vahit Bıçak, mahkeme liderinin uyarısı üzerine sanık kürsüsüne geçti. Bu sırada Şenel ailesinin avukatları, duruşmaya cübbesi ile katılan Bıçak’ın cübbesini çıkarması için mahkemeden talepte bulundu. Bunun üzerine Bıçak, “Ben avukatlık mesleğimi icra ettiğim için buradayım. Ne giyeceğime ben karar veririm. Ceketimi de çıkarayım mı?” dedi. Bu konuşma, müşteki avukatlarının talebiyle tutanağa geçirilirken, Bıçak da cübbesini çıkardı.

Mahkemenin savunma için kelam verdiği Vahit Bıçak, hakkındaki iddianamenin yetkisiz merciler tarafından hazırlandığını, bu nedenle hukuken bir geçerliliğinin olmadığını savundu. Bıçak, “Mahkeme bunu kabul ediyorsa burada iddianamenin tekrar okunup bana suçlamanın izah edilmesini istiyorum.” dedi.

Mahkemenin bu talebi reddetmesinin akabinde savunmasına başlayan Bıçak, Ceren Damar Şenel cinayeti davasında müvekkilini savunmak için kullandığı tabirlerde kabahat ögesi bulunmadığını öne sürdü.

Savunmasını üstlendiği kişiyi tanımadığını belirten Bıçak, şunları söyledi:

“Burada hakaret içeren ne bir kelime ne de cümle var. Ben profesyonel bir avukatım. Avukatlık sözleşmesi yaptığım kişinin argümanlarını dinler ve ona sadık kalırım. Kesinlikle yönlendirme yapmam. Suç isnat edilen davada da aynısı olmuştur. Cinayet öncesi her iki tarafı da tanımam. İddianamede geçen cümleler bana ait değildir. Sanık ve tanık beyanları ve dosyada bulunan deliller kapsamında oluşturulmuş bir savunmadır.”

“Savunma hakkı kutsal”

Savunma hakkının kutsal olduğunu ve hiçbir avukatın savunmasını üstlendiği sanıkla hata ortağı sayılamayacağını tabir eden sanık Bıçak, davanın siyasi komplo davası olduğunu, siyasi atmosfer değiştiğinde yargılamanın yine yapılacağını tez etti.

Ortada kendisine yönelik dedikodularla yürütülen bir linç kampanyası olduğunu ileri süren sanık Bıçak, “Avukatlar üstlendikleri davalardan sorumlu değildir. Sanıkla özdeşleştirilemezler. Savunma maksatlı kurduğum cümlelerde hakaret suçunun maddi ve manevi unsurları oluşmamıştır. Suç kastı yoktur. Savunmadaki sözlerimiz cımbızla alınarak medyaya servis edilmiştir. Tamamen avukatlık görevi nedeniyle söylediğimiz sözlerdir.” diye konuştu.

Vahit Bıçak, Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar’a yönelik kelamlarının ise kendisine yöneltilen sözlere verdiği karşılıktan ibaret olduğunu söyledi.

Dava bittikten sonra kendisine yönelik toplumsal medyada linç kampanyası yürütüldüğünü argüman eden sanık Bıçak, “Bununla ilgili belgeleri mahkemeye sundum. Taraflar arasındaki husumet beni ilgilendirmez, ancak herkes bu dava ile ilgili Ceren Damar ile Vahit Bıçak adını biliyor. Kimse sanığın ismini dahi hatırlamıyor.” dedi.

Bıçak, savunma hakkının kutsal olduğunu, bununla ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları olduğunu belirterek, savunma hakkıyla ilgili olan bu dava evrakının Anayasa Mahkemesine götürülmesini, yargılamanın da yüksek mahkemenin kararı sonrası yapılmasını talep etti.

Mahkumiyet halinde kararın açıklanmasının geri bırakılmasına ait talebi sorulan Bıçak, “Bu konuda yakın zamanda Anayasa Mahkemesinin yargılama başlarken sanığa böyle bir soru sorulmasının usul ihlali olduğu yönünde kararı var. Bu konunun da Anayasa Mahkemesine götürülmesini talep ediyorum.” dedi.

Kararı bildiklerini tabir eden mahkeme heyeti, kararın açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediğini sanığa tekrar sordu. Bunun üzerine sanık, kararın açıklanmasının geri bırakılmasını talep etti.

Sanık avukatı da duruşmanın kapalı görülmesini ve müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulmasını istedi.

Savunmaların akabinde katılan vekillerinin sorularını yanıtlayan Bıçak, yargılamaya bir katkısı olmayacağı gerekçesiyle kimi soruları cevaplamadı.

Beyanların akabinde mahkeme, Bıçak hakkında yurt dışına çıkış yasağı isimli denetim koşulu uygulayarak duruşmayı 1 Şubat 2023’e erteledi.

İddianame

Avukat Vahit Bıçak hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Akademisyen Ceren Damar’ın kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından odasında öldürüldüğü hatırlatıldı. Bu aksiyonundan ötürü Hikmet’in, Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesince 21 Şubat 2020’de “kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptırıldığı aktarıldı.

İddianamede, Hikmet’in avukatlığını üstlenen Vahit Bıçak’ın yargılama boyunca kullandığı kimi sözlerle Mustafa ve Feyzan Damar’a hakaret, hayatını kaybeden Ceren Damar’ın ise “hatırasına hakaret” ettiği, bu nedenle cezalandırılması gerektiği kaydedildi. Bıçak hakkında 10 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açıldı.

Öte yandan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ceren Damar Şenel’in katili Hasan İsmail Hikmet’e verilen cezayı onamıştı.